Rahmetlileri burada topladim 🙂 Iyi de oldu..
Yazar: Terry Grandchester
Bazi Seyler Degisti
Heyy .. Siz yokken burada bazi seyleri degistirdim..Bazi yazilar silindi. Bazi sayfalar bisrlestirildi. Bazi sayfalar sifrelendi. Bazi sayfalar tasindi. Bazi yazilari tek sayfada toplandi. vs vs 🙂
Dizayn & Kullanım hk.
İlk defa 26 Ağustos 2006 Tarihinde yayınladığım ve 15 yıldır yayında olan Web sitemin son sürümündesiniz.
Dizayn
Sitemde, sabit sayfa ve zaman tüneli görünümlü sayfalar mevcuttur. Anlık iletilerimi , duyurularımı , makalelerimi zaman tüneli görünümünde yayınlıyorum. Daha kalıcı/Statik bilgileri ise sabit sayfalarla yayınlamayı tercih ediyorum. Hakkında sayfası gibi
Kullanım
Sayfam her ekran büyüklüğüne uygun olan “Responsive Design” olarak tasarlanmıştır. Yani mobil cihazlara tam uyumludur. En üstte , gitmek istediğiniz ikona tıklayarak ilgili içeriklere ulaşabilirsiniz. Aynı sayfalar hem sağ ve sol menüler içerisinde , hemde bu hoşgeldiniz metni altında mavi ile işaretlenmiş linkler olarak mevcuttur. Zaman tüneli görünümü gelen yerlerde siz kaydırdıkça daha eski yazılar gelecektir (tıpkı fb gibi)
Site Kapsami hk.
Bu sayfada tweetlediğimi düşünebilirsiniz. Zaten sosyal mecralarda köşe kapmaca oynayanlara tanıdık gelecektir. Çok açıklamaya gerek yok bence. Galeri (Pasif) bölümünde , bana ait resim/video/müzik paylaşımı yaptım. Tabiki herkese açık değil. Açık olmasını isterim ama gizlilik ilkelerim var malesef. İnternette duran datalarınızdan endişe duymuyor olabilirsiniz ama DUYMALISINIZ. Mezarlık bölümünde ise benim için geçmişte kalan insanlar/şeyler hakkında kısa kısa bilgiler mevcut. Bu sayfayı oluştururken çok düşünmedim. Benim için öldüğünü bilemeyenlerin hortlamasından sıkıldığım için , böyle bir sayfanın olması gerektiğini düşündüm. Kibirli/Empati Yoksunu/Statü Sevicisi/Yalaka/VATAN HAİNİ/Bencil/Dünyacı/Materyalist/Feminist/vs kategorilerindeki kimselerden hayatım boyu nefret ettim. Ama onlar , ne yazık ki bir arkadaş gibi bir dost gibi hayatıma girip , gerçek yüzleriyle sahne almaya devam ettiler. Bende sahneden indirip gömdüm hepsi bu. Dilediğimin isim soyisim , dilediğimin kısaltmalı ismiyle (Ne yazık ki kendileri direk , bağlantılı kimselerde anahtar ayrıntılardan tanıyabilecekler.) buraya yazacağım. Neyse..
Ara ara , Mahkeme ve Satılacaklar bölümlerinide aktifleştiriyorum. Satılacaklar bölümü malûm. Ama mahkeme bölümü biraz soğuk. Düşeni Allah kurtarsın..
Candy bölümü.. Candy’nin zat-ı ali , kendimi bildim bileli dijital günlüğümün mimarıydı. Zamanla kişileştiğide oldu ama gidenler gidip , kalanlar kaldıktan sonra Candy olarak kalmaya devam etti. Nitekim kimse tasvir edilene benzeyemedi.. Bölüm , sevilenin zihinde resmedildiği bir tuval , en güzel şiirlerde kaleme adının sayıklatıldığı bir tür defter.. Zaman tüneli tasarımına sahiptir. Elbette herkese açık olmamalıdır. Ne var ki birden fazla kimse kendini Candy sanmaktadır (zamanın onlar için ilerlediği gibi benim içinde ilerlediğini unutanlar var).. Mahlasım , bu isimle doğrudan bağlantılıdır. İlgili çizgi diziyi izleyenler bilir 🙂 Bu arada O Çizgi dizinin tamamını burada paylaşacağım. Çünkü fanlar bu sayfayı ablukaya almış durumda. 50 bölümü Türkçe ve Türkiye’de yayınlanmayan 67 bölümü de dahil olmak üzere , 117 bölümlük seri çok yakında bu linkte.
Hoşgeldiniz..
Merhaba ziyaretçi.. Dijital günlüğümde yazılan bir cok yazi Özel gizlilik derecelidir. Giriş yaptıktan sonra görülebilir…
Quantum WEB™ Şirketimiz hk.
Arkadaşlar Hosting hizmetleri asta olmak uzere sunucu barindirma , sunucu ciftligi vs. servislerimizi aktif etmiş bulunuyoruz. Bir süre ücretsiz hosting dagıtımımız herkese hediyemiz olacak..Sizlerle daha iyi noktalara geleceğiz inşallah.
Ücretsiz Hosting Özellikleri
1000 MB Disk Alanı
10000 MB Bant Genişliği
10 Website Barındırma
10 Domain Ekleme
10 Subdomain Oluşturma
10 Mysql Veri Tabanı
PHP MyAdmin & FTP Protokoü
Hazır Site Aracı
Dondurulan Web Siteler Hakkında
Aklımı Kurcalayan bir çok hosting servisi hesaplarımın sayısını indirgemek için hepsini bir çatı altında toplama kararı aldım , eger size sundugum websayfası açılmıyor yada dondurulmuştur uyarısı alıyorsanız lütfen buraya yazın
Saygılar.
Facebook Hesabı Komple Silme
Birçok kullanıcı hesabını geçici nedenlerle kapatmakta ve hizmete geri döndüklerinde bilgilerinin orada olmasını beklemektedir. Kendinizden eminseniz artık Facebook’u bir daha kullanmayı düşünmüyorsanız ve hesabınızın silinmesini istiyorsanız, hesabınızı yeniden etkinleştiremeyeceğinizden diyorsanız bu bölümden tamamiyle kapatabilirsiniz. Bu işlemi yaptığınızda hesabınıza 14 gün içinde kullanmazsanız tüm bilgiler kalıcı olarak siliniyor ve hesabınıza bir daha erişilemiyor..
Facebook hesabınızı kalıcı olarak silmek için buradan giriş yapın ve hesabınızı silmek içinse burayı tıklayın..
Hepsi Bu Kadar
Facebook Gerçeği
Henüz 23 yaşında olan Mark Zuckerberg`in başımıza musallat ettiği Facebook debdebe içinde büyüyor. Günde yaklaşık 250 bin yeni üye edinen site, Zuckerberg`in bu yaşta CEO olmasını sağladı ve 450 milyona ulaşan kullanıcı sayısıyla internetin yeni gözbebeği haline geldi. Microsoft, Google ve Yahoo gibi devasa şirketler Facebook`a ortak olmak için birbiriyle yarışıyorlar.
Facebook nedir?
Facebook, üyelerin fotoğraflarının ve şahsi bilgilerinin yer aldığı bir arkadaşlık ve sosyalleşme sitesi. Birbirini tanıyan kişiler burada ‘arkadaş’ olabiliyor. Sitenin birçok kişide ‘bağımlılık’ yaratmasının nedeni ise statü ihtiyacı olarak açıklanıyor. Uzmanlar, arkadaş sahibi olmanın 21. yüzyılın statü sembolü haline geldiğini, Facebook’ un da bunu bir çeşit sağladığını söylüyorlar.
Olan biten aslında tüm diğer sosyal networking siteleriyle aynı. Arkadaş ekle, mesajlaş, çiçek gönder, beraber oyun oyna vesaire… 2002`de Friendster isimli arkadaşlık sitesi vardı, sonra 2003`te Yonja, 2004`te 80630 ve MySpace, geçen yıl da Sosyomat patladı. Şimdi Facebook gündemde. Aşağı yukarı her bir buçuk yılda bir yeni bir sosyal networking modası çıkıyor. Facebook da bunlardan biri.
Sitenin özelliği herkesin gerçek ismiyle kayıt olması. Yani takma adlar burada yok. Ad ve soyadı formatında istediğiniz kişiyi aratabiliyorsunuz. Siz de kimliğinizdeki isminizle varsınız. Dolayısıyla arkadaşlarınızı arayıp buluyor, sonra da listenize ekliyorsunuz. Soyadlarını hatırlayabilirseniz kreşteki arkadaşlarınızı bile bulmanız olası. Zamanla arkadaşların listeleri taranıp sanki orada açık ve net olarak belirtilmemiş gibi “Sen de Gülşen`in arkadaşı mısın, aaa! Ben Nevzat.” diyerek şanslar deneniyor.Buradan gerisi ise bilindik.
“Merhaba, bu güzel fotoğrafı görünce selam vermeden geçmek istemedim” veya “Biliyor musun ben de DJ Tiesto`ya bayılıyorum” gibisinden saçma saltolar uzayıp gidebiliyor. Facebook`un farkı detaylara çok önem verilmiş olması ve bağlayıcılığı. İlgilenmeniz gereken o kadar çok detay, oyun ve uygulama var ki üstüne para alsanız yeridir. Peki Facebook çılgınlığının size geri dönüşü ne oluyor?
Dikkat etmeniz gereken birçok ayrıntı var…
Yıl sonunda 650 milyon üyeye ulaşması beklenen Facebook daha şimdiden en büyük fotoğraf ve haber sitesi olma yolunda. Her ay 4 milyon üye ekleniyor. Ayda 600 milyondan fazla arama yapılıyor. Toplam 30 milyar sayfaya bakılıyor. Günde 9 milyon fotoğraf ekleniyor. Siteye daha şimdiden 1.8 milyar fotoğraf eklendi. Üstelik kısa sürede dünyanın en çok ziyaret edilen 7nci sitesi haline geldi. Facebookta 500 bini aşkın grup bulunuyor. Facebookun en büyük kullanıcı grubu 17-25 yaş arası kızlar (yüzde 69). Üyeleri hakkında her gün 300 milyon bilgi notu güncelleyen Facebook, dünyanın en büyük kişisel haber sitesi.
Giderek artan uyarılar…
İngiliz askeri yetkilileri, kişisel bilgilerini Facebook’a koymamaları konusunda tüm orduya bir uyarıda bulundu. O kadar ki, Kraliyet Askerleri’ne bağlı 888 askerin isminin Facebook’ta bulunması, kişisel bilgilerin terör örgütlerinin eline geçebileceği endişesini doğurmuş. Uyarıda, “Facebook, MySpace ve Friends ReUnited” adlı siteleri kullanan askerlerin risk altında olabilecekleri kaydedilmiş.
Her bilgi değerlidir…
Türkiye’de de son dönemde büyük ilgi çeken site, üyelerinin cinsiyeti, yaşı, cinsel tercihi, siyasi ve dinî görüşü, eğitim durumu ve çalıştığı işyerleri başta olmak üzere çok sayıda bilgiyi kaydediyor. Facebook’a üye olan internet kullanıcılarının bu bilgileri vermeme hakkı bulunsa da, üyelerin büyük çoğunluğu özel hayatına ilişkin birçok bilgiyi yakın arkadaşlarıyla paylaşmak amacıyla profiline koyuyor.
Gelelim konunun püf noktasına…
Geçtiğimiz günlerde Zamanda bir haber vardı.Oyakbank’ın 2,7 milyar dolara Hollandalı ING’ye satılması ilginç bir tartışma başlatmış. Askerlere ait bilgilerin de bu satışla el değiştirmesi sıkıntı oluşturmuş. Yani siz özel bilgilerinizi aslında kime vermiştiniz, bu satışla kimlerin eline geçecek meselesi.
Bu tür büyük iletişim organizasyonlarını geyik olsun diye el altından boşuna desteklemiyor ülkeler. Gizli servis elemanları artık oturdukları yerden kalkmadan, kahvelerini içerek seyrediyorlar bizzat kendilerini fişleyen insanları. Daha şimdiden 600 Milyon kişi gönüllü olarak kendisini bu yolla ihbar etmiş oluyor. Hele bu bilgiler art niyetli insanların eline geçmişse, her biri açık birer hedef haline gelmiş oluyor.
Tüm dünyada büyük bir hızla büyüyen Facebook, Türkiyede adeta çılgınlığa döndü. Sadece ülkemizden kullanıcı sayısı 1 milyona ulaştı. Facebook yetkilileri, Türkiyenin en aktif ülkelerin başında geldiğini açıklıyorlar. Türkiyede en çok ziyaret edilen ikinci site haline gelen Facebooka 3 hafta içinde 500 bin kişi üye olmuş.
Öneriler…
Biliyorsunuz; Size gelen e-mailleri veya cep mesajlarını silseniz bile, sadece sizin ekranınızdan silinmiş oluyor. Cep hizmetini hangi GSM operatöründen, e-mail veya msn hesabınızı hangi uzantılı adresten almışsanız, yazdığınız çizdiğiniz her şey bu hizmeti aldığınız kurumlarda birer data (veri) olarak kayıtlı kalıyor. Yani sizin bu bilgileri silmiş olmanız ve ulaşamamanız, başkalarının ulaşamaması anlamına gelmiyor. Gerektiğinde hepsinin önünüze konulması an meselesi. Hrant Dinkle ilgili klibi YouTube atan şahsı nasıl da elle koymuş gibi buldular, aynen öyle.
Facebook denen bu sitede ve benzerlerinde politik görüş veya hissiyatlarınızı kesinlikle paylaşmayınız. Her türlü sitenin ardında konuşlanan gizli eller, sizin her türlü eğilimlerinizi, arkadaş, akraba bağlantılarınızı, resim ve videolarınızı, neye kızıp neye kızmadığınızı, okulunuzu, şakalarınızı, size takılan lakapları, sosyal çevrenizi, zaaflarınızı, ömrünüzün hangi döneminde vaktinizi ne zaman nerde geçirdiğinizi, kısacası her şeyinizi öğrenmiş oluyorlar. Bir gizli servis elemanının sizin hakkınızda yıllarca çalışarak elde edemeyeceği bilgileri bu yolla kendi elinizle sunmuş oluyorsunuz.
Kredi Kartlarıyla ilgili her türlü işleminiz ABD merkezli uluslar arası veri bankası aracılığıyla zaten kayıt altında tutuluyor. Hesap hareketliliğiniz, bütçesiz, çapınız, ev ve işyeri adresi gibi bilgileriniz zaten veri bankasında bulunuyor. Bunlara bir de kendi elinizle arkadaş, dost, çevre, etnik durum, köken, dini-politik inançlarınız, belli konulardaki düşüncelerinizi girdiğinizde, gönüllü olarak kendinizi bir bakıma ihbar etmiş oluyorsunuz.Baksanıza, Türkiye kendi başına bela olan terörle mücadele konusunda gerekli olan istihbarat konusunda bile ABDden yardım istemek zorunda kaldı. ABD nerden temin ediyor bu bilgileri. Önümüze sunduğu iletişim imkânlarıyla ve bunları kontrol ederek.
Kimlik hırsızlığı…
Facebook`a gerçek isim ve soyadınızla kayıt oluyorsunuz. Kimse sizi buna zorlamıyor ama işleyiş bu şekilde. Gerçek isminizle girmezseniz, insanlara kim olduğunuzu anlatmanız ayrı bir mesele. Gerçek isminiz, soyadınız, doğum tarihiniz, doğum yeriniz, telefon numaranız, mail adresiniz gibi bilgileri Facebook`a girdikten sonra tüm internet alemine “Buyurun bunları çalın, beni bir güzel dolandırın” demiş gibi oluyorsunuz. Zira bu bilgiler gizlenebilse de çoğu kullanıcı bunu nasıl yapacağını bilmiyor ve çözemiyor. Çünkü sitenin ayarlar kısmı çok kompleks. Tek bir ayar penceresi yok. Her ayar için ayrı bir sayfaya tıklamak gerekiyor.
Ayrıca kullanıcılar bir diğer kullanıcının hobilerini, hoşlandığı şeyleri, hoşlanmadıklarını, çalıştığı iş yerlerini ve fotoğraflarını tek tıklamayla görebiliyor. Arkadaş listenizden birinden anne kızlık soyadınızı da öğrenen birisi ocağınıza incir ağacı dikebilir. Hangi banka hesabını kullandığınızı bilen biri bütün gerekli bilgileri oradan edinerek kredi kartınızı kendi adresine bile göndertebilir.
Dahası birilerine sizin kimliğinizi kullanarak tehdit mailleri atıp internet hesaplarınızın şifrelerini de çalabilirler. Tüm bilgilerinizle yeni bir hesap açıp, tüm arkadaşlarınızı ekleyerek kendisini siz gibi tanıtabilecek insanlar var.
Facebook`ta sadece 2007`nin ilk altı ayında 40 bin kimlik hırsızlığı olayı yaşandı. Sadece bu kimlik hırsızlıklarıyla üç milyon dolar civarında para cebe indirilmiş. Üstelik ilk altı ayda Facebook`un kullanıcı sayısının şu andakinden çok çok daha az olduğunu tahmin edersiniz.
Bağımlılık yapıyor…
Facebook hayatınıza yeni bir iş olarak giriyor. Sizden kendisine vakit ayırmanızı, hatta onun için çalışmanızı istiyor. Kronik bir şekilde çeşitli periyotlarla, işte ve evde Facebook`a girerek ne olmuş ne bitmiş kontrol etmek zorundasınız. Bundan kaçamıyorsunuz. Sitesi size sürekli mesajlar gönderiyor. “Biri arkadaş olmak istiyor, film izlemeye davet etti, mesaj kutuna bir şeyler yazdı, yeni fotoğraf ekledi” gibisinden mesajlarla her gün siteye çağrılıyorsunuz. Sadece beş dakikalığına kontrol için girdiğinizde saatler çoktan akıp gitmiş oluyor. Bundan dolayı uzmanlar Facebook`u “sanal kokain” olarak tanımlıyorlar.
Peninsula isimli bir şirketin yaptığı araştırmanın sonuçları ise hayli şaşırtıcı. Araştırmada İngiltereli çalışanların Facebook`ta geçirdikleri zaman dolayısıyla ayda 233 milyon saatlik bir işgücü kaybı yaşandığı ortaya çıkarılmış. Avustralya`da ise Facebook nedeniyle yıllık dört milyar dolar civarında zarar ediliyor. Bu nedenle Avustralya`da 3500 şirkette Facebook engellendi ve bu şirketlerin sayısı giderek artıyor.
Kariyerinizi karartabilir
Facebook`u sadece siz ve arkadaş çevreniz kullanmıyor. Muhtemelen işverenlerinizin ve müdürlerinizin de bu siteden haberi var. Dahası birçok firmada işverenler, bir kişiye iş teklifi yapmadan önce onu internette iyice araştırıyorlar. Önceden bu iş için Google tercih ediliyordu. Fakat son bir yıl içinde Facebook çok daha iyi bir kaynak haline geldi. Bu durumda profilinize komik olsun diye eklediğiniz bir fotoğrafın bile işi kaybetmenize sebep olması muhtemel. İnsan kaynakları şirketleri Facebook`u etkin bir şekilde insan denetimi için kullanıyor.
Sitede yaptığınız her şey kaydedildiği ve diğer kullanıcılar tarafından görülebildiği için işvereniniz beyhude işlere ayırdığınız vakti görüp size kapıyı gösterebilir. Geçtiğimiz yıl Miami`de yaşanan bir olay tam ders olacak cinsten. Bir Miami Üniversitesi öğrencisi, Facebook profilindeki fotoğrafı eğlence niyetine Miami`de tecavüz suçundan aranan bir adamın fotoğrafıyla değiştirmişti. Neticede öğrenci “Paniğe neden olmak” suçundan tutuklandı ve temiz sabıka kaydına yok yere bir ekleme yapmış oldu.
Arkadaş listeniz sizi ele veriyor…
Facebook, “Kimin daha fazla arkadaşı var” yarışmasına dönmüş durumda. Çıkış noktası insanların eski okul arkadaşlarını bulmasıyken artık insanlar birbirlerini listelerine eklemek için mücadele ediyorlar. “Nüfuzlu kişilik” deyiminin bir insanı tanımlamak için kullanıldığı bir ülkede bunun ne seviyede ve ne amaçla suistimal edildiğini tahmin edersiniz.
Facebook`ta diğer kullanıcılar arkadaş listenizin tamamını görebiliyorlar. Bu durumda listenizde karanlık veya imajı kötü olan isimlerin bulunması pek de yararınıza olmaz. Ayrıca bu durum, hastalıklı kişilerin arkadaş listenizdeki kimi insanları rahatsız etme ihtimallerini de beraberinde getiriyor.
Arkadaş listesini büyütme saplantısının içinde bir de listede ünlü isimlerin bulunmasının prim yaptığı inancı var. Bu, o kişiye ulaşmak isteyen birçok kişinin eğer o ünlü listenizdeyse sizi de rahatsız edeceği manasını taşıyor. Listenizde bulunan ünlünün bazı sevilmeyen yönleri varsa, mesela mafyöz bir tipse ya da medya oyuncağıysa arkadaşlarınız sizden yavaş yavaş uzaklaşabiliyor.
Suistimale davetiye çıkaran site…
Facebook`a kayıt olurken okumadan hemen onayladığınız sözleşmede yer alan bazı cümleler başınıza gelecekleri önceden haber veriyor. “Elimizde bulunan bilgileri üçüncü kişilerle, şirketlerle, ortaklık ya da benzeri bir ilişki içinde olduğumuz firmalar ve şahıslarla paylaşabiliriz” cümlesini kabul ettiğiniz andan itibaren tüm bilgilerinizin isteyene verilebileceğini kabul ediyorsunuz. Bu da doğum tarihinizden mezuniyet tarihlerinize, arkadaş listenizden hobilerinize kadar hakkınızdaki her bilginin satılabilir olduğunu kabullenmeniz demek. Mail adresiniz ve şifresi de buna dahil. Bundan dolayı kısa bir süre sonra sayısız spam mail ile posta kutunuzun şişmesine şaşırmayın.
Birdenbire bir salgın haline dönüşen ve girdap gibi cümle internet kullanıcısını içine çeken sitenin başınıza açabileceği şeylerin listesi oldukça kalabalık. Kandırıp dolandırdığınız, parasını ödemediğiniz ya da köşe bucak kaçtığınız herkesle karşılaşmanız an meselesi.
Bunun yanında listenizde 5000 kişi olsa da bunlar sadece o listede duruyorlar. Arkadaşlık kavramının içini boşaltan site şişirme bir sosyallik yaratıyor. İlkokul arkadaşlarınızı bulsanız bile bir “Merhaba” demeden listeye ekliyorsunuz. Dolayısıyla sosyalleşme sadece kimin daha çok sayıda arkadaşı var yarışına dönüşüyor. İşin kötüsü sitede herkesin bu durumu kanıksamış olması.
Son olarak Facebook`a verdiğiniz tüm bilgilerin sonsuza dek kullanılabileceği anlamına geldiğini söyleyelim. Sildiğiniz bilgilerin hiçbiri veritabanından silinmiyor.
Sayfanızda görünmese bile kaydettiğiniz ve sildiğiniz en ufak bilgi arşivlerdeki yerini alıyor. Bu bilgilerle alışveriş alışkanlıklarınızdan banka hesabınıza, ilişki içinde olduğunuz insanlardan yemek, sinema, müzik zevkinize kadar her şey takip edilebilir hale geliyor. Bu bilgilerin sizi ne duruma sokacağını ve bunların ne amaçla kullanılabileceğini detaylı bir şekilde düşünürseniz sonucun nerelere varabileceğine dair olasılıklar son derece korkutucu. Az da olsa kimliğinizi saklama ihtiyacı hissediyorsanız ve özel bilgileriniz konusunda hassassanız, Facebook size göre değil. Zira sonradan paranoyak olabilirsiniz…
23.07.2009
Terry Grandchester.
Matrix ve Gerçek
Matrix filminin gündeme taşıdığı “gerçek nedir?” sorusu aslında çoktan yanıtlandı. Günümüz teknolojisindeki gelişmeler sayesinde, “dış dünya” olmadan, algıların çok gerçekçi olarak yaşanabileceği görülmüştür: İnsanlar olmadıkları ortamlarda bulunduklarını, yapmadıkları şeyleri yaptıklarını hissedebilmektedirler. İlki 1999 ‘ da çekilen Andy ve Larry Wachowski kardeşlerin film sektöründe devrim yaratan Matrix üçlemesinin ikinci bölümü The Matrix Reloaded ın, genel hatları verdiği derin mesajın etkisinin sebepleri arasında, gördüğümüz dünyanın algılardan oluştuğu ve maddenin gerçekliği ile ilgili doğru tespitlerde bulunması gösteriliyor.
Matrix’in Düşündürdükleri
Matrix filmi, gösterime girmesiyle tüm dünyada büyük yankı uyandırmış ve sinemaseverlerin yanı sıra, felsefecilerin de ilgisini çekmişti. Öyle ki dünyanın çeşitli üniversitelerinde görevli, yirminin üzerinde felsefeci, editörlüğünü Pennsiylvania King’s Üniversitesi profesörü William Irwin’in yaptığı “Matrix ve Felsefe” kitabında, filmi felsefe temalarına göre yorumlamışlardı. Irwin, bu kitabı, “Bir soru yüzünden sabaha kadar uykusuz kalan herkes içindir.” şeklinde tanımlamıştı.
İşte dünyanın cevabını aradığı bu soru, filmin ana konusunu oluşturan “maddenin mahiyeti”ne ilişkindi. Matrix filminde yapay uyarılarla bir insana gerçek olmayan bir dünya, gerçek gibi gösteriliyordu. Film günümüz teknolojisiyle, yapay uyarılar ile yapay görüntüler, yani yapay bir dünya oluşturulabileceğini anlatıyordu. Filmin başrol oyuncusu, o güne kadar cam bir fanusun içinde beynine verilen elektrik sinyallerinden oluşan hayali bir dünyada yaşadığını anlıyor ve kendisini bir bilgisayar programcısı zannederken, aslında bir mekanda uyumakta olduğunu fark ediyordu.
Böylece filmi izleyenler her an gördüğümüz “yaşamımıza ait tüm algılarımızın nedeninin çok daha farklı bir kaynak olabileceğini” düşündüler. Süper bir bilgisayarın içinde sanal bir dünyada da yaşıyor olabilirdik ve böyle bir durumda hiçbir zaman farkı anlayamazdık.
Dünya Matrix’in düşündürdüklerini tartışa dursun, bu filmle gündeme gelen maddenin varlığına dair tüm sorular aslında tüm bilimsel açıklamalarıyla Harun Yahya’nın, Hayalin Diğer Adı Madde adlı kitabında çoktan yanıtlanmıştır. (Harun Yahya, İdealizm, Matrix Felsefesi ve Madde’nin Gerçeği)
Beş duyumuzla algıladığımız herşeyin ruhumuza gösterilen bir görüntüler bütünü olduğu ve zihnimizin dışındaki dünyanın aslına hiçbir zaman ulaşamayacağımız gerçeğini bazı insanlar kabul etmek istememektedirler. Çünkü bu gerçeği kabul eden kişi, dışımızdaki dünyanın var olup olmadığını veya neye benzediğini asla bilemez. Bundan en çok korku ve endişe duyanlar ve sonuçsuz tartışmalara devam edenler ise, elbette ki materyalist felsefenin fanatik bağlılarıdır. Materyalistler bilimin kanıtladığı, filmlere konu olacak kadar düşündürücü olan maddenin aslına hiçbir zaman ulaşamayacağımız gerçeğini reddetmektedirler. Çünkü onlar için tek mutlak varlık maddedir. Konuyu işleyen Matrix filminin ikinci bölümünün vizyonda olduğu şu günlerde, maddenin kendisiyle asla muhatap olamayacağımız gerçeğinin, yıllardır neden materyalistlerce hiçbir delil olmaksızın inkar edildiğini hatırlamakta fayda vardır.